26 Mart 2010 Cuma

Galatasaray'ın Başkanı Kim Olsun?

Ben Galatasaray'ın başkanı olarak Adnan Öztürk'ü görmek istiyorum. Galatasaray başkanı kişiliği, zerafeti, özel yaşamı ile örnek olmalıdır. Bu seçimlerde listesiyle beraber olması gereken başkan bence Adnan Öztürk.

Kendisini hiç tanımam, bir araya gelmişliğim de yok. İki adayı da sadece internet üzerinden ve onlara yakın çevreler üzerinden tanıdım. Ve bana göre en ideali Adnan Öztürk. Ben sadece Galatasaray taraftarıyım. Oy hakkım henüz yok ama kimi başkan olarak görmeye hakkım var. Zaten benim çok beğendiğim bir yönetici olan Abdurrahim Albayrak'ı da listesine almış. Bu da beni ayrıca sevindirdi.

24 Mart 2010 Çarşamba

Sözlerimi Geri Alamam...

Yaram yine derinleşiyor, hüznüm kat kat artıyor.
Bu kalabalık ama bir o kadar da boş şehirde sevip de kavuşamamak...
Mutlu etmek için çabalarken, mutsuz etmek.
Modern zamanların aptallığı da bu olsa gerek.
Bedelli mutluluklar... Kaldırabilene ne mutlu...
Teselli vermek, onunla ağlamak istiyorum ama yapamıyorum.
Yüreğimin en derin yerlerinde bir sızı yakıyor bütün bedenimi.
Bu gece kaybolmak istiyorum bu şehirden.
Ona acı veren ben, kederli bir of çekerek gitmek istiyorum...
Onun gözlerinden yaşlar süzülürken ben ise bir şey yapamamanın acziyetiyle kızıyorum kendime...
Utanma gözlerinden süzülen yaşlar yüzünden.
Süzülen yaşlar hüznünü de alsın gitsin birlikte...
Eğer onlardan bir şey isteme hakkım varsa bunu istiyorum ben.
Çok dakika kalmadı şurda yeni bir yaşını doldurmana...
En çok mutlu olman gereken güne hüzünle giriyorsun.
Hiç bunu hayal dahi edemezdin değil mi?
Kim ister ki yalnız, ağlayarak...
Ne oldu da sana kıydım ben öyle!
Sevgisiz yatağın çok soğuktur şimdi değil mi?
Acı, kollarıyla sımsıkı sarmış bir halde seni...
Dur!
Daha bitmedi söyleyeceklerim...
Sevgilerin yarım kalmayacak,
Pencerenin perdeleri yarım açık,
Sen ise gecenin karanlığında, ay ışığında huzuru ararken ben seni düşünüyor olacağım...
Sana sevmeyi, sevilmeyi öğreteceğim.
Doğum günü hediyesi almayacağım,
Ama bugünden itibaren senin hayatına çıkmamak üzere girmiş olacağım.
Seni çok seviyorum,
Senin anlayamayacağın derece çok hem de...
Sen bendesin, ben sende...
Doğum günün kutlu olsun Sevgili,
Şimdi sadece bu şarkıyı seninle birlikte söylemek istiyorum...
Hadi gülümse ve eşlik et bana ;)
Mutlu yıllar...

22 Mart 2010 Pazartesi

Eskişehir Üniversitesi - Marketing Anadolu

Herkese Merhaba,
Haftasonu yer yer sıkıcı başladı ama üstesinden gelip hepsinin sonunu güzel bitirebildim. İki güzel günden hem kareler hem de haberlerim var size.
Cumartesi günü Mehmet ile birlikte İzmit-Seka'da güzel bir kahvaltı yapıp gelecek planlarımız üzerinde kafa yorduk. Deniz, güneş, mis gibi kahvaltı ve güzel bir Seka. Mutlaka eşinizi, çocuklarınızı ya da sevgilinizi veya kafa dinlemek için Seka'ya uğramanızı tavsiye ederim.
Fotoğraflar için; http://bit.ly/d1Bl1c
Sonrasında ise en büyük enerji kaynağım ilan ettiğim, stres atmanın yegane yolu Go-Kart'ın yolunu tutmak oldu. Outlet Center'in hemen arkasında buluna küçük ama eğlenceli bir go-kart pisti bulunmakta. İzlemesi de binmesi de çok keyifli. Oranın eğlencesinden fotoğrafını çekmeyi unutmuşum. Bir dada ki sefere unutmayacağım söz =)
Cumartesi gecesi aldığım şok kararla 23:30 trenine atlayıp Eskişehir'e gittim. Aslında haftasonumu geçirmem için orada yeteri kadar sebep vardı. Ama gece 3 buçukta Eskişehir'e inip gecenin ayazında oraları dolaşmak değişik bir eğlence oldu benim için. Sabahın ilk ışıklarıyla tarihi Odunpazarı evlerini gezdim. Mutlaka görmenizi isterim. Eskişehir'e bu ikinci gidişim. İlki karlı bir havaydı yine geceydi ve hani romantik bir Avrupa şehri görmüştüm. Bu sefer gidişimde ise daha bir "Anadolu" yüzünü gördüm Eskişehir'in.
Orada güzel bir etkinlik daha vardı; Anadolu Üniversitesi-Marketing Anadolu kulübünün organize ettiği "Kampüste Marketing'10" etkinliği. FriendFeed'den tanıdığım, bildiğim herkes oradaydı. Sezen'in de gazıyla iyi ki gitmişim.
Marketing Anadolu kulübü gerçekten gördüğüm en profesyonel öğrenci kulüplerinden biriydi. Oldukça başarılıydılar ve de organize. Eğitimlerin birinci gününde Kadircan Erkıralp (TeknoSA), Temel Aksoy(Türkiye Araştırmacılar Derneği), Levent Soygür(Coca-Cola), Yüce Zerey(THY) sunularını yapmışlar. O kadar güzel geri dönüşler aldım ki eğitimler ile ilgili gidemediğimi çok üzüldüm :(
İkinci gününde ise Ahmet Yüce(Kayra Şarapları), Erkan Pekdemir(Başak Grubu), Tuğçe Esener(Kadir Has Üniversitesi) ve Young Guns Sunumları vardı.
Young Guns sunumu gerçekleştiren bütün takımları tebrik ederim. WWF'den (http://www.wwf.org.tr) aldıkları brief sonrası çok kısa zamanda uykusuz kalarak bu kadar güzel ve orijinal fikirler çıkarmaları yeni nesil reklamcılarda umut var dedirtiyor. Bütün bu organizasyonu yöneten isimlere başta Uğur Özmen hocam olmak üzere Project House ailesini de tebrik ederim. Young Guns için detaylı bilgi; http://www.younggunsagency.com/
Ve kesinlikle dinlemeniz gereken bir eğitimci ise Tuğçe Esener. Çok başarılı bir kariyeri, sürekli yenilik ve yeni şeyler öğrenme merakı, hızlı düşünme özellikleri ile kendisine beni hayran bırakan bir isim. Kendisinin adını bundan sonra daha çok duyacaksınız. Bloguna göz atmanızı öneririm; (http://www.mienotes.com/)
Güzel bir eğitim güneşli bir havaya rağmen salonu dolduran 500 kadar öğrenci ki başka şehirlerden gelenler de vardı. Bizleri bir araya getiren Marketing Anadolu kulübüne onların danışmanı ve son konuşması ile beni kendisine hayran bırakan Dr. Gökhan Turhan hocalarına çok teşekkür ederim. Merak ile izlemeye devam ediyorum sizleri.
Kulüp ile ilgili bilgi almak için;
http://www.marketing.anadolu.edu.tr/
Dönüş yolunda ise Pelin, Betül, Uğur Özmen Hocam, Şule Özmen Hocam, Tuğçe Esener Hocam, Project House yöneticileriyle keyifli bir tren yolculuğu yaparak yeniden İzmit'e geldim.
Bunlar da benim çektiğim birkaç kare fotoğraf; http://bit.ly/bryQp3
Şimdilik bu kadar. Görüşmek üzere...
Sevgiler,

Twitter